31 Ocak 2012 Salı

(Bir çocuğun gözünden ölüme bakış. Gerçi ne ara çocuk oldum onu da hatırlamıyorum. Seneler öncesinden kalıp tozlanmış yazılardan..)

EY SEVGİLİ ÖLÜM

Ey sevgili ölüm! Sonunda buldun beni. Seni çok seviyorum. Sen olmasan ben yaşamın değerini anlayamazdım. Alırsın birgün benden diye sevdiklerimle her günümü son günümmüş gibi yaşadım.
İnsanların hafızasına hep en acı olarak kazınmış, her duyuşumuzda yüreklerimizi ürperten, asla inanamadığımız, alışamadığımız sevgili ölüm! Artık inansam da inanmasam da buldun beni.
Ansızın kapımı çalacaktın,kaçışım olmayacaktı biliyordum. Ölürken acı yaşayacağımı sanmıştım. Ey bilinmezlerin bilinmezi ne kadar yanılmışım.
Kimsenin haberi yok ölüyorum. Ne kadar yalnızmışım meğer ne kadar sahte sevgilerle doluymuş etrafım. Yalnız geldim dünyaya yalnız gidiyorum. Ve ben ölürken benimle olan tek şey sensin ey sevgili ölüm!
Kalbime bir ahtapotun kollarının yapıştığını hissediyorum. Ölüm rahat bırak da bu dünyadan gidişime doyasıya sevineyim.
Doğarken ağlayarak doğdum,ölürken tebessümle ölüyorum. Ey sevgili ölüm seni çok seviyorum.
Şimdi usulca yaklaş. Tut elimden. Öyle sıkı tut ki bırakma sakın. Yaşama dönmek istemiyorum. Sen yaşamdan daha tatlısın ölüm.
Artık gidemem senden.

Gizem BÜYÜKDURAN

Muhteşem Yolculuk


Birazdan okuyacağınız kompozisyonum Sarıyer İlçesi ''Kültür ve Turizm'' konulu kompozisyon yarışmasında birinciliğe layık görülmüş, 14.Mayıs.2009'da Darüşşafaka'da düzenlenen bir törenle beni madalya sahibi yapmıştır.
Keyifli okumalar
Gizem BÜYÜKDURAN

      MUHTEŞEM YOLCULUK
       Birçok yabancı ülkenin her zaman beğenisini toplayabilmiş,takdirini alabilmiş; müzikten yemeğe, tarihten mimariye kadar çeşitli unsurları barındıran kültürel zenginliklerle doludur ülkemiz. İşte bu zengin kültürün eşsiz sayfalarında bir yolculuğa ne dersiniz?
       Önce sizi muhteşem Türk Mutfağı'na götüreceğim. Dört iklim tipinin de hakim olduğu ülkemizde envai çeşit sebze ve meyve yetişmektedir. Bu yüzdendir ki yemeklerimiz de son derece çeşitlidir. Trabzon'un (dünyada adına ilk kez türkü yazılan balık türü olan) hamsili yemekleri,Akçaabat köftesi,Anadolu'nun buram buram toprak kokusunu alabildiğiniz Tarhana Çorbası... Tarhana Çorbası turistlerce şifalı bir çorba olarak isimlendirilir çoğu zaman. Bunların yanısıra tatlılarımızdan künefe,baklava; kebaplarımızdan Urfa Kebabı herkesin damak tadına hitap edecek lezzettedir.
       Yolculuğa çıkmışken kısa bir mola verelim, sizlere Türk Kahvesi ikram edeyim. Sizler kahvenizi yudumlarken, ben de Balzac, Victor Hugo gibi ünlü isimlerin Türk Kahvesi'ni beğenerek içtiklerini hatırlatayım. Hatta bir rivayet vardır ki, o da Balzac'ın her gün içtiği elli fincan Türk Kahvesi yüzünden öldüğüdür.
       Türk Kahvesi ile verdiğimiz keyifli molanın ardından, turistlerin de ilgisini çeken, öğrenmek için çaba sarfettikleri halk oyunlarına bir bakalım. Turistlerin büyük bir hayranlıkla izlediği folklorumuz milli kültürümüzün aynasıdır. Karadeniz'de oynanan Horon, Ege'de Zeybek, Konya ve çevresinde Kaşık Oyunları turistlerin hep ilgisini çekmektedir.
       Oynanırken olduğu kadar izlerken de inanılmaz zevk veren halk oyunlarını en iyi şekilde oynayan folklor ekiplerimizi rengarenk yöresel kıyafetleriyle bırakıyor, kültürümüzde gerçekleştirdiğimiz yolculuğumuza devam ediyoruz.
       Gelin yönümüzü Konya'da bulunan Mevlana Müzesi'ne çevirelim. Müzenin girişinde turistlerden müzenin büyülü havasına, ihtişamlı görünüşüne dair tasvirler duymanız kaçınılmaz. En değerli ipek kilimlerin burada bulunduğu bilinen bir gerçek. Marco Polo, 13.yüzyılda burayı ziyaret etmiş ve sonrasında seyahatnamesinde dünyanın en güzel kilimlerini burada gördüğünden bahsetmiştir.
       Bir yandan son derece görkemli, diğer yandan bir o kadar mütevazı görünümdeki mimari yapılarımız oluşturulduğu dönemden beri değerini korumaktadır. Bundandır ki ülkemizi ziyaret eden turistler bir fotoğrafla da olsa, ülkelerine döndüklerinde izlenimlerini aktarabilmektedirler.
       Yolculuk sona ermek üzere. Bir turist için vazgeçilmez bir durum, belki de gelenek haline gelmiştir, dönüşte ülkesine,sevdiklerine minik hediyeler götürmek. Bunun için seçilen hediyelerin belirlenmesinde yine kültürümüz önplana çıkıyor. Türk işi nakışlar, Kütahya çinileri, parıl parıl parlayan gümüş takılar kültürümüzü en iyi yansıtan ve turistlerce en çok tercih edilen en seçkin hediyelerdir.
       Anlaşıldığı üzere turistlerin ülkemize gelmesi için bir çok sebep var. Bu güzelliklerimizin farkında olmalı, bunları korumalı ve daha iyi tanıtmalıyız.